Pages

21 Ocak 2010 Perşembe

Bugün 31 Ocak

- Bugün 31 Ocak-

Yağmur damlaları bir nebze de olsa içindeki ateşi söndürebilir diye kendini dışarı atmak istedi. Nefes alamıyordu bu yüzden soluğu dışarıda almalıydı. Saatlerdir ekranda gördüğü, işittiği haberler artık onunda sonunun yaklaştığını ya da yaklaşması gerektiğini bildiriyordu. Tüm yayın akışları bir haberle kesiliyor, bazen bir tartışma programı sunucusunun ağzından, bazense bir haber spikerinin… Bir hava durumu sunucusunun ağzından bile yağan sağanak yağmur yerine hep aynı haberler “toplu intiharlar” dökülüyordu…

Apartman kapısından sokağa adımını atar atmaz yerde yatan siyahlı beyazlı iki kişi gördü… Yanlarında cam kırıkları... Kendilerini camdan attıkları için sanmayın bu kırıklar. Bu onların ölüme giderken son kez şerefe kaldırdıkları kadehlerin kırıklarıydı. Yanlarından geçerken eğilip yerden hala anason kokan bir cam kırığını aldı, sol göğüs cebine sakladı ve sokakla caddenin kesiştiği yere, sahile inmek üzere ilerledi.

“Hiç biri yokken… Bir O vardı”.
“Yinede Sen varsın ve hep var olacaksın” diye düşündü “ama bu ümitsizlik Beni mahvedecek”

Birçok araba gördü duvarlara vurdurulmuş ve çok da kan gördü yağmurun sahile doğru önüne kattığı. Hiç birini yadırgayamazdı elbet. Onların gözünden bakabildiği, Onlar gibi hissedebildiği için hepsini anlayıp, Onlar gibi ağlayıp Onlar gibi çaresiz kaldığı için her bir intihara hak verebilirdi. Sonra solundaki parkta ağaca sırtını yaslamış bir Şarkıcı, bir yazar gördü. Kalemini göğsüne saplamış, gözleri siyah, beyaz ve kırmızı. Artık iki satır dahi yazamayacaksa, gelmeyecekse içinden… Ya da yazmasının hiç bir anlamı yoksa tek çıkış yolu bu olmalıydı.

“Yağmurlu bir günde görmüştüm Seni”
“Yağmurlu bir gün… O kadar çok istiyorum ki Bizi bu duruma sokanların, cadde boyunca yağmurla birlikte akan kanlarımızda boğulmalarını.”

Yüzü aşkın senelerin simgesi bir Kartal heykelinin önünde bileklerini kesenler, bir kutu hapı Son Şampiyonu kutlar gibi birasıyla içenler gördü.
“ Ölümle yaşamı ayıran çizgi” dedi “ Siyahla beyazı ayıramaz ki”
Yürüdü, yürüdü, çok yürüdü, “Her yolun sonunda ölüm olsa da”
Yüzlercesini gördü bir köprüden el ele atlarken. Hepside çok sevmişti. “ Sevenleri kimse ayıramaz ki”

Evine döndüğünde Her şeyi görmüş ve koklamıştı… Çok sevmişlerdi sevmesine ama Birileri çıkıp asıl sahibi biziz diyordu O’nun… “Asıl sahibi”… Onların ise Sevgililer liginde Şerefli İkincilikleri vardı. Elindeki not kâğıdına “ Şerefsizler” diye yazacak oldu ama yazmadı, başka bir şeyler karaladı.
Ve Siyah beyaz atkısını bir o kadar siyah ve beyaz odasının tavanındaki kancaya geçirdikten sonra…

“ Bugün 31 Ocak…
Keşke intiharım kadar gerçek sahibin olabilseydim Senin”

Followers

Sık kullanılanlar